Tiroid Kanseri
Tiroid kanserleri, endokrinoloji, nükleer tıp, genel cerrahiyi cerrahi branşlarını ilgilendiren ve endokrin sistem tümörlerinin en sık rastlanılanıdır. Tüm kanserler arasında en hızlı artış gösteren kanser türüdür. Geçmiş yıllarda kanserler arasında 14. sırada yer alırken, 2000 li yıllarda 7. sırada görülmektedir.
Tiroid Kanserleri;
Diferansiye tiroid kanserleri: papiller kanserler, folliküler kanserler, hurtle hücreli kanserler
Tiroid meduller kanserler
Anaplastik kanserler
Tiroid lenfoması ve metastatik kanserler olarak sınıflanabilir.
Özellikle diferansiye tiroid kanserleri ve meduller tiroid kanserleri çoğunlukla kendisini nodul olarak kendisini gösterir. Bu nedenle nodulün ayırıcı tanısının yapılması önemlidir.
Bazen boyunda bir lenf bezi büyümesi veya uzak organ metastazı kendini, asıl hastalıktan önce belirti verebilir. Tiroid nodülleri içerisinde tiroid kanseri %5-10 oranında bulunmaktadır.
Fizik muayenede, nodülün büyüklüğü, sayısı, kıvamı, etraf dokular ile ilişkisi ve lenf bezi büyüklüğüne bakılmalıdır. Sert, etrafa yapışık nodüller ve boyunda lenf bezi büyüklüğü başka nedenlerle oluşma ihtimali varsa da, maligniteyi düşündürür. Ağrı, yutma güçlüğü, ses kısıklığı, solunum güçlüğü ve nodülde hızlı büyüme kanser olma olasılığını arttırır.
Çocuklarda ve adolesanslarda ve yaşlılarda görülen tiroid nodüllerinde kanser riski daha yüksektir. Boyun radyoterapi tedavisi gören çocuklarda bu oran %40-60’ a kadar yükselir. Aynı şekilde tiroid nodülleri kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, kanser riski erkeklerde kadınlara göre 2-3 kat daha fazladır.
Tiroid kanserli hastalarda genellikle hormon düzeyleri normaldir. Tiroglobulin, antimikrosomal ve antitiroglobulin antikorlarının ayırıcı tanıda önemi yoktur. Meduller tiroid kanserinim tanısında calcitonin değeri çok önemlidir.
RET ve TRK protoonkogenlerinni içeren gen grupları papiller karsinom için neden olarak gösterilebilir. Özellikle ailevi meduller tiroid karsinomunda kromozom 10 üzerindeki RET proto- onkojeninde mutasyon olması bu hastalığın erken ve tedavi edilebilir bir zamanda aile fertlerinde tanısını kolaylaştırmaktadır.
Tiroid nodüllü bir hastada ilk yapılması gereken tetkik ultrasonografidir.. Bazı ultrasonografik özellikler sınırlarının düzensiz olması, vasküler yapı artış, içermesi, içerisinde mikrokalsifikasyonların (kireçlenme) bulunması tiroid kanseri için önemli göstergeler olabilir. Ultrasonografi ile saptanabilecek diğer bir özellik bölgesel lenfadenomegalidir. İğne biyopsisi, tiroid nodüllerinin ayırıcı tanısında önemlidir. Sonuçlar malign, benign, şüpheli, önemi belirsiz atipi ve benign olarak beş gruba ayrılır.
Yeterli yapılan cerrahi tedavi yaşam süresini etkileyen en önemli yöntemdir. Yapılacak olan tedavi Amerikan Tiroit Derneğinin yayınladığı kılavuza göre yapılmalıdır. Bu amaçla hastaların ameliyat öncesi detaylı değerlendirilmesi ve yapılacak olan cerrahi yöntem ve ameliyat sonrası devam edecek olan tedavi ve takipler Amerikan Tiroid Derneğinin kılavuzunun önerileri doğrultusunda yapılmalıdır
Differansiye tiroid kanserlerinde evresi ne olursa olsun, metastatik hastalıkta bile tiroid dokusu ile birlikte bölgesel metastazların çıkarılması ilk basamak tedavidir. Genel kabul gören total tiroidektomi yapılmasıdır. Operasyon, ses kısıklığı (larengeal sinir hasarı) ve paratiroid bezlerde hasar oluşmaması için deneyimli bir cerrah tarafından gerçekleştirilmelidir. Total tiroidektomi tüm hastalarda tekrarlama ve ölüm riskini azaltır. Differansiye tiroid kanserinde ameliyat sonrası kullanılan en etkin tedavidir. Cerrahi tedavi sonrasında radyoaktif tedavi yapılmış olsun veya olmasın her hastada TSH’nin tümör büyümesini uyarmasını engellemek için levotiroksin tedavisi gerekir.
Medüller tiroid kanseri, bir nöroendokrin tümör olup, tiroidin parafolliküler (C hücreleri) hücrelerinden kaynaklanır. Tiroid kanserlerinin %2-5’ini olusturur. Medüller tiroid kanserlerinin yaklasık %25’i genetik, ailevi olarak görülür. karşımıza çıkar. Herediter meduller tiroid kanserlerinin büyük bölümü başka endokrin hastalıklar ile birlikte görülebilir. Kadınlarda biraz daha sık görülmekte ve, en sık görülme 50-60 yaşlarındadır. Medüller tiroid kanserinde, 40 yaş üstü, lenf nodu ve uzak metastaz varlığı, erkek cins, tiroid dışı yayılım, kalsitonin yüksekliği >400 pg olması, ameliyat sonrasında doku kalması ve kalsitonin yüksekliğinin devamı kötü prognozu göstermektedir.
Ailede tespit edilmiş hastalığı olan ve henüz semptomları başlamamış kişilerde gen tahlilleri, USG ve kalsitonin ölçümlerine bakılmalı, profilaktik total tiroidektomi ve santral lenf bezi diseksiyonu yapılmalıdır.
Ailede meduller tiroid kanseri olmayanlarda ameliyat öncesi feokromositoma ve hiperparatiroidi gibi endokrik hastalıklar için araştırma yapılmalıdır. Medüller tiroid kanseri tanısı konan hastaya önerilen cerrahi tedavi total tiroidektomi ve santral boyun diseksiyonudur.
Anaplastik tiroid kanseri hızla büyüyen ve yutma güçlüğü ve ses kısıklığı ile belirti veren tiroid kanseri tipidir. Tanısı konduğu zaman metastaz yoksa bile sistemik kabul edilip sistemik tedavi uygulanmalıdır. Yapılabiliyorsa cerrahi, radyoterapi ve kemoterapi beraber yapılmalıdır.