Meme Kanseri
Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanserdir. Kadınlarda akciğer kanserinden sonra en çok kansere bağlı ölüm nedenidir. Toplumlar arası farklılık göstermekle birlikte batı toplumlarında yaklaşık her 8 kadından birinde hayatı boyunca meme kanseri gelişmektedir. Meme kanseri görülme sıklığı geçmişten günümüze sabit bir artış göstermektedir.
Bir memesinde meme kanseri olanlarda, diğer memede meme kanseri gelişme riski 3–4 kat artmaktadır.
Atipik hiperplazi ile giden meme hastalıkları (atipik duktal hiperplazi, atipik lobuler hiperplazi) meme kanseri riskini arttırmaktadır. Fibrokistik hastalık, basit fibroadenom, adenosis(sklerozan olmayan), benign filloides tümörü, yağ nekrozu, mastit, duktal ektazi gibi meme dokusunda aşırı hücre çoğalmasına neden olmayan durumlar, meme kanseri riskinde artışa neden olmazlar.
Adet Dönemleri: Erken menarj, geç menapoz meme kanseri gelişiminde bir risk faktörüdür. Kadınlar hayatları boyunca hormonal siklusa ne kadar uzun süre maruz kalırsa o karda risk altında kalacak demektir.
Hiç çocuk doğurmamış olmak veya ilk doğumunu otuz yaşından sonra yapmak meme kanseri riskini hafifçe arttırmaktadır. Emzirmenin de yaşam boyu adet dönemlerinde azalma sonucu koruyucu etkisi ortaya çıkmaktadır.
Işın Tedavisi: Çocukluk çağında göğüs bölgesine radyoterapi uygulanması meme kanseri gelişme riskini arttırmaktadır.
Doğum kontrol hapı ve menapoz sonrası hormon tedavisi: Doğum kontrol hapı kontraseptiflerin kullanımının meme kanseri gelişimindeki yeri tartışmalıdır. Çalışmalar oral kontraseptiflerinin meme kanseri riskini hafif arttırdığını göstermektedir.
Bu risk ilaç kesilince azalmaya başlamakta ve on yıl sonra kullanamayanlarla eşitlenmektedir. Düşük doz östrojen preperatlarının kullanımında bu riskin daha az olduğu vurgulanmaktadır.
Çalışmalar, uzun süreli menapoz sonrası hormon tedavisinin kanser riskini arttırdığı, kısa süreli kullanımda herhangi bir risk olmadığını göstermiştir. Meme kanser riskini arttırıcı etkisi yanında, osteoporoz ve kardiyovasküler hastalıkları anlamlı şekilde önlediği unutulmamalıdır. Eğer menapoz sonrası hormon tedavisine karar verilirse, en uygun olanı en düşük dozlarda ve kısa süreli olanıdır.
Alkol tüketimi, fiziksel aktivite azlığı ve fazla kiloda meme kanseri riskini arttırmaktadır.
Risk Faktörleri
Cinsiyet: Kadın olmak başlı başına risk faktörüdür. Kadınlarda daha fazla meme kanseri gelişmesinin temel nedeni, kadınlardaki dokunun sürekli östrojen ve progesteronun büyümeyi tetikleyici etkisi altında kalmasıdır. Yaş: Meme kanseri riskini arttıran bir faktördür. Yaş ilerledikçe meme kanseri riski artmaktadır. Ailesel meme kanseri öyküsü varlığı: Meme kanserli kadınların bayan akrabaları daha yüksek riske sahiptir. Meme kanserli kişilerin anneleri normal populasyona oranla 2 kat, kız kardeşleri ise 2.5 kat daha fazla riske sahiptir. Genetik risk faktörleri: Son yıllarda, ailevi meme kanseri ile genetik veriler bazında farklı genler izole edilmiştir. Meme kanserinin yaklaşık % 5 -10’u anne ve babadan kalıtsal olarak geçen bozuk genler sonucu oluşur. Meme kanseri riskini arttıran iki gen BRCA 1 ve BRCA 2 dir. Bu genlerden birinde değişikliğe sahip kadınlarda meme kanserine yakalanma riski % 50 – 85’dir. Unutulmaması gereken bir gerçekte meme kanseri gelişen kadınların on hastanın 9’unda kalıtımsal faktörler yoktur.- Memede ele gelen kitle, en sık görülen şikayettir.
- Meme şişlik, büyüme ve şekil değişikliği
- Meme cildinde çöküntü, portakal kabuğu görüntüsü, kızarıklık
- Meme başından akıntı
- Meme başında yön değişikliği, içeriye çökme
- Meme başında soyulma ve kabuklanma .
Tanı
Fizik muayene ile memede kite veya anormallik saptanan hastalarda, tanı için görüntüleme yöntemlerine ve biyopsiye gereksinim vardır. Meme muayenesi ve görüntüleme yöntemleri için tercih edilen zaman, memenin daha az hassas olduğu adette sonraki 5–7. günlerdir. Mamografi, ultrasonografi tanı amaçlı ensık kullanılan radyolojik görüntüleme yöntemleridir. MR, son yılarda yaygınlaşan bir yöntemdir. Mamografide bulunan kitlenin veya yüksek riskli kadınların incelenmelerinde kullanılabilir. Mamografi veya ultrasonografiye alternatif bir yöntem değildir. Memede kitle saptanan hastalarda, biyopsi yapılmalıdır. Biyopsi yöntemleri, İnce iğne aspirasyonu (basit bir enjektör aracılığıyla, şüpheli alanda örnekleme yapılması), trucut (kalın iğne biyopsisi – daha kalın bir iğne yardımı ile meme cildinin lokal anestezi ile uyuşturulmasını takiben yapılır. Daha fazla doku örneklemesi yapılasına imkan sağlar.), cerrahi biyopsi ve sterotaksik biyopsi (meme muayenesinde ele gelmeyen, mamografide saptan kitlelerde kullanılan bir biyopsi tekniğidir. Mamografi veya ultrasonografi ile şüpheli bölge kıvuz bir tel eşiğinde işaretlenir. Ameliyathane şartlarında şüpheli bölge cerrahi olarak çıkarılır) dir.Erken Tanı
Meme kanserinde erken tanı, hastanın tedavisi yaşam süresini etkileyen en önemli faktörlerden biridir. Erken tanı sayesinde günümüzde meme kanserine bağlı ölümler % 30 – 50 azalması mümkün olmuştur. Memenin korunmasına da olanak sağlaması, erken tanıyı önemli hale getirmektedir Erken tanı için kullanılan yöntemlere tarama yöntemleri denmektedir. Burada radyoloji uzmanı, cerrahın ve hastanın uyumu son derece önemlidir. Tarama yöntemleri üç şekilde yapılmaktadır:- Hastanın her ay kendi kendini muayenesi
- Yıllık doktor muayenesi
- Yıllık mamografi