Mide Kanseri - Prof. Dr. Adem DERVİŞOĞLU

Prof. Dr. Adem DERVİŞOĞLU

Mide Kanseri

Mide kanseri sıklığı ülkeler arasında değişiklik  göstermektedir. Tüm dünyada mide kanseri Doğu Asya, Güney Amerika ve Doğu Avrupa’da sıktır. Erkeklerde görülme sıklığı kadınlara göre 2 kat daha fazladır. Sıklıkla 60-80 yaşları arasında tanı alır. Sosyoekonomik düzeyi düşük olan toplumlarda daha sık rastlanır.



Risk Faktörleri Nelerdir?

Helicobacter pylori enfeksiyonu sıklıkla gastrit, peptik ülser ve mide maltomasına neden olmaktadır. Mide kanseri oranları yüksek olan ülkelerde genellikle HP enfeksiyonu sıklığı da yüksek bulunmuştur.

Gastroözafagial reflü; mide asidinin mideden yemek borusuna kaçması, yemek borusu ile mide birleşiminde (kardiya) kanser gelişimi riskini arttırır. Daha öncede ülser gibi herhangi bir sebeple midesinin bir kısmı alınan kimselerde mide kanseri riski artmıştır. Mide polipleri (adenom) kansere dönüşebilir. Kronik atrofik gastrit ve intestinal metaplazi kanser öncüsü lezyonlardır.

Obesite gastroözofageal bileşkede barett özofagus oluşumuna yol açan gastroözofageal reflü hastalığını kolaylaştırarak mide kanseri oluşumuna katkıda bulunur.

Mide kanseri birinci derece akrabasında mide kanseri tespit edilenlerinde kanser riski 3 kat artmıştır. Diyetle yüksek oranda tuz alımı, tuzla salamura ve tütsü edilen yiyecekler mide kanseri riskini arttırır. Salamura etler gibi yüksek nitrat veya nitrit içeren yiyecekler mide kanser gelişim riskini arttırabilir

Mide kanserleri hastaların %20 kadarının sigara ile ilişkili olduğu ve sigaranın mide kanseri riskini 1,5 kat artırdığı gösterilmiştir Alkol tüketimi ile mide kanseri arasında kesin bir ilişki ortaya konulamamıştır. Bu konudaki çalışmalarda çelişkili sonuçlar mevcuttur.

Prostat kanseri, meme kanseri, mesane kanseri ya da testis kanseri, kadınlar yumurtalık kanseri, meme kanseri ya da rahim ağzı kanseri geçirmişlerse mide kanseri olma riski artıyor.

HIV, AIDS, ya da organ nakli sonrasında alınan ilaçlar ile enfeksiyon nedeniyle bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler, diğer insanlara göre mide kanseri riskini iki kat olarak görülmektedir. Bu durumlar Helicobacter pylori gibi enfeksiyon risklerini arttırabilir.

Mide Kanserli Hastalar Hangi Şikayetler İle Başvururlar?

Mide kanseri belirtileri sıklıkla silik ve özgü değildir. Hastaların %70’inde daha başlangıçta karın üst bölümünde ağrı veya rahatsızlık hissi gibi yakınmalar vardır, daha sonra kilo kaybı, bulantı, kusma, hematemez (ağızdan kahve telvesi şeklinde kusma), melena (dışkının katran renginde çıkması), ileri iştahsızlık ve şişkinlik yakınmalar ortaya çıkar. Kardia tümörlerinde yutma güçlüğü yakınmaları olabilir.

Mide Kanserlerinde Tanı Nasıl Yapılır?

Mide Kanseri tanısı altta belirtilen testlerle yapılmaktadır;

1. Fizik Muayene: Doktor karında herhangi bir ağrı ve şişlik var mı diye karını muayene eder. Sol boyun ile omuz arasındaki kısımda şişlik var mı diye kontrol eder. İleri evredeki hastalarda hastalık buradaki lenf noduna yayılmış olabilir.


2. Endoskopik Muayene: Bu muayene ile yemek borusu, mide ve ince bağırsağın bir kısmı değerlendirilebilir. Bu değerlendirme esnasında anormallik saptanan bölgeden biyopsi alınır ve laboratuvarda incelenmek üzere gönderilir

Mide Kanserlerinde Evreleme Nasıl Yapılır?

Mide kanserli hastalarda preoperatif evrelendirme tanısal olarak önemli rol oynar. Bu evrelendirme belirli bir cerrahi yaklaşım sağlamanın ve cerrahi tedaviden fayda göremeyecek hastaların belirlenmesini de sağlar.

En sık başvurulan yöntem kontrastlı bilgisayarlı tomografidir (BT). Bununla birlikte bölgesel yayılımı göstermek için endosonografidir (EUS) de kullanılabilir. BT, hastalığın hem lokal ve hem de sistemik evresi hakkında bilgi verir. Böylece midenin katmanları bununla birlikte lenf nodları da güzel bir şekilde görüntülenrek mide duvarı boyunca yayılımı ve lenf bezi metastazı hakkında bilgi verir.

Mide Kanserinde Tedavi Nasıl Yapılır?

Mide kanserinde yapılacak cerrahi müdahalenin amacı, operasyon sonunda geride tümör kalmayacak biçimde tam rezeksiyon olmalıdır. Genel kural olarak mide rezeksiyonu sırasında lenfatik diseksiyonun da yapılmasıdır. Ameliyat öncesi değerlendirmede , cerrahi işlemle tam tümör çıkarılamayacaksa, ameliyat öncesi preoperatif kemoterapi (neoadjuvan) ile evre küçültülmesi düşünülmelidir. Midenin çıkarılma işlemi gastrektomi olarak adlandırılmasır.

Evre IA – mukozal kanser: Bu grup erken gastrik kanserli hastalar lenfatik metastaz ihtimali %5’ten az olduğu için lokal eksizyon ile tedavi edilebilirler. Bu hastalarda endoskopik tedavi yöntemleri de kullanılabilir. Bu yöntemler endoskopik mukozal rezeksiyon (EMR) ve endoskopik submukozal diseksiyon (ESD)’dur

Evre IB (submukozal Ca) II ve IIIA tümörler: Bu hastalarda lenf nodu metaztazı daha fazladır. Hastalar sistemik lenfadenektomi gibi radikal cerrahiden en fazla yarar görenlerdir.

Evre IIIB ve IV tümörler: Yani uzak metastazı da olabilen lokal ileri tümörleri içerir. Bunlarda cerrahi rezeksiyonla tam bir tümör çıkarılması sağlanamaz. Ameliyat öncesi neoadjuvan tedaviler yapılmalıdır.


Açık ameliyatta yapılan cerrahi işlemle aynı kalitede laparoskopik işlemler ile uygulanabilmektedir. Hatta daha yakından görüş sağladığından dokular daha ayrıntılı görülebilmektedir

Mide kanserli hastalarda cerrahi işlem seçimi esas olarak tümörün lokalizasyonuna göre ayarlanır. Distal yerleşimli kanserlerde1/3 kanserler göre subtotal (midenin % 70-80) veya total (midenin tamamı), orta yerleşimli kanserlerde, daima total gastrektomi, proksimal 1/3 kanserler de, genellikle yemek borusunun distal bölümü ve total gastrektomi işlemi gerçekleştirilir.

Prognoz, ülkeler arasında farklılıklar içermektedir. | Prof.Dr.Adem Dervişoğlu

Tümörün Evresi

Amerika Serileri (%)

Japonya Serileri (%)

I

70 90

II

30 70

III

15 40

IV

3 9

>> Bu bölüm ile ilgili diğer konular